BERAT                 GECESİ
 
 Bu mübarek                 gecenin beş özelliği bulunmaktadır. 
 
1)               Her mühim iş o gece tefrik edilir. 
Gelecek               seneye kadar kulların rızıkları, ecelleri ve diğer durumları yazılır,               ayrıntılı bir şekilde belirlenir. Rızıklar nüshası Mikail Aleyhisselam'a,               savaşlar, zelzeleler yer çökmeleri, yıldırımlar ve büyük felaketler               nüshası Cebrail Aleyhisselam'a, ameller nüshası dünya semasının               sahibi İsmail'e ki; İsmail büyük bir melektir, ölüm ve musibetler               nüshası da ölüm meleği Azrail Aleyhisselam'a verilir. 
2)               O geceki ibadetin fazileti büyüktür. 
Rivayet               edilmiştir ki: Resulûllah Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem Efendimiz               buyurdular ki:
               "Her kim bu gece yüz rekat namaz kılarsa Yüce Allah ona yüz               melek gönderir. Otuzu ona cenneti müjdeler, otuzu ona cehennem azabından               teminat verir. Otuzu da ondan dünya afetlerini savarlar, On'u da               ondan şeytanın tuzaklarını hilelerini savarlar."1
3) Rahmet-i İlahiye feyezan -feyiz,bolluk- eder. 
Hz.               Aişe Radiyallahu Anha validemiz anlatıyor:
               Resulullah Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem buyurdular ki: "Allah               Tealâ Hazretleri, Nısf-u Şa'ban gecesinde dünya semasına iner ve               Kelb kabilesinin koyunlarının tüyünün adedinden daha çok sayıda               günahı affeder."2 Bu               hadisi şerif de geçen Nısf kelimesi "yarı" demek olduğuna               göre "Nısf-u Şa'ban", Şa'ban'ın yarısı demek oluyor. Şa'ban'ın               yarısı da berat gecesi olduğuna göre, hadis-i şeriften anlatılmak               istenen gece berat gecesidir. Bol rahmetin indiği bir gecedir. Bu               mübarek geceden gafil olmayı Allah muhafaza eylesin, bu gecenin               rahmet ve feyzinde gereğince istifade etmeyi Rabbımız bizlere nasip               eylesin. Amin!... 
4)               Bu gece bağışlanma ve af gecesidir. 
Mağfiretler,               tövbeler bu gecede gerçekleşir. Bir rivayette Resulûllah Sâllâlahû               Aleyhi ve Sellem Efendimiz buyurdular ki: "Yüce Allah bu gece               bütün Müslümanlara mağfiret buyurur ancak kahin, sihirbaz, yahut               müşahin çok kin güden veya içkiye düşkün olan, yahut ana babasını               inciten, veya zinaya ısrarla devam eden müstesna." 
Bu               hadisi şeriften de anlaşıldığı üzere, biz eğer günahlarımızda ısrarcı               olmazsak, bu mübarek gecede yapacağın tövbe kesin olarak kabul olacaktır.               O halde bu fırsatı değerlendirelim, belki bir dahaki seneye varamaya               biliriz, meğer ki ecel hükmümüzün bulunduğu sahife Azrail Aleyhisselam'a               teslim edilmiş olabilir. 
5)               O gece Resulûllah Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem'e şefaat hakkının               tamamı verilmiştir.
Çünkü               Resüli Ekrem Sâllallahu Aleyhi ve Sellem Şa' ban'ın 13. gecesi ümmeti               hakkında şefaat istemiş, bu şefaatin üçte biri verilmiş, 14. gecesi               yine istemiş, üçte biri daha verilmiş, 15. gecesi talep etmiş, bu               gece şefaatin tamamı ihsan buyurulmuş. Bu şefaatten mahrum olanlar               Allah'tan, devenin ürküp kaçtığı gibi kaçanlardır. Adatı İlahiyyedendir               ki bu gece "zemzem" kuyusunun suyu artar. Şa' ban'ın nısf               gecesine "Mübarek, Beraet, Sakk, Beraet, Ferman, Rahmet"               isimleri verilmiştir. 
"O               gecede her hikmetli iş tarafımızdan bir emirle ayrılır...."3               Ayeti kerimede anlatılan gecenin Berat gecesi olduğu konusunda iftilaf               vardır. Kur'anı Kerimin hangi gecede indiği noktasında iftilaf olmuş               ise de çok açık bir şekilde "Gerçekten biz O’nu kadir               gecesinde indirdik."4               ayeti kerimesi kesin olarak bildirmiştir ki, Kur'anı Kerim Kadir               gecesinde indirilmiştir, Kadir gecesi de ramazan ayındadır. Burada               Elmalılı Hamdi Yazır der ki: 
Kur'an'ın               bu gecede indirilmesinin manası nedir? Derim ki; yedinci semadan               dünya semasına bir cümle olarak toptan Levh'te dünya semasına indirildi,               ve Cebrail Aleyhisselam sefereye yazıcı meleklere imla etti, sonra               da Peygamber'e yirmi üç senede kısım kısım indiriyordu.
Kadir               gecesinde ilk kez Peygamber'e indirilmeye başlanmıştır. 
Demek               ki, Kur'an'ın bir toptan inişi, bir de kısım inişi vardır. Toptan               inmesi bir defada olmuştur. Buna daha çok "İnzal" deyimi               uygundur. Kısım kısım inmesi de Peygamber'e azar azar yirmi üç senede               olmuştur. Buna da "Tenzil" deyimi uygundur. Bunların aynı               manada kullanıldıkları yadırganmadığı gibi, "tenzil"in               her necmi kısım kısım inmesi ayrıca düşünüldüğü zaman yine "inzal"               denilmek uygun olacağından birinin bir gecede birinin de diğer gecede               olması iki rivayetin uzlaştırılmasına daha uygun gelecektir. Şu               halde "mübarek gece"nin "berat gecesi" olması,               "Gerçekten biz onu kadir gecesi indirdik."5               buyurulmasına aykırı olmayacaktır.6
Ebu               Hureyre Radıyallahu Anh'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah               Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz şöyle buyurmuştur: 
Şaban               ayının orta gecesinin ilk vaktinde Cebrail bana geldi; şöyle dedi:               
Ya Muhammed, başını semaya kaldır.. 
Sordum: 
Bu gece nasıl bir gecedir?. Şöyle anlattı: 
Bu gece, Allahû Tealâ, rahmet kapılarından üç yüz tanesini açar.               Kendisine şirk koşmayanlardan hemen herkesi bağışlar. Meğer ki,               bağışlayacağı kimseler büyücü, kahin, devamlı şarap alkollü içki               içen, faizciliğe ve zinaya devam eden kimselerden olalar... Bu kimseler               tövbe edinceye kadar, Allahû Tealâ onları bağışlamaz. 
Gecenin               dörtte biri geçtikten sonra, Cebrail yine geldi ve şöyle dedi: 
Ya Muhammed başını kaldır. Bir de baktım ki, cennet kapıları açılmış.               Cennetin birinci kapısında dahi bir melek durmuş şöyle sesleniyor.               
Ne mutlu bu gece rüku edenlere.. İkinci kapıdan dahi bir melek durmuş               şöyle sesleniyordu: 
Bu gece secde edene ne mutlu.. Üçüncü kapıda duran melek dahi şöyle               sesleniyordu: 
Bu gece, dua edenlere ne mutlu.. Dördüncü kapıda duran melek dahi               şöyle sesleniyordu: 
Bu gece, Allah'ı zikredenlere ne mutlu.. Beşinci kapıda duran melek               dahi, şöyle sesleniyordu: 
Bu gece Allah korkusundan ağlayan kimselere ne mutlu.. Altıncı kapıda               duran melek dahi, şöyle sesleniyordu: 
Bu gece Müslümanlara ne mutlu.. 
Yedinci kapıda da bir melek durmuş şöyle sesleniyordu: 
Hiçbir dilekte bulunan yok mu ki, kendisine dilediği verilsin?.               
Sekizinci kapıda duran melek dahi, şöyle sesleniyordu: 
Günahların bağışlanmasını dileyen yok mu ki, günahları bağışlansın?.               Bunları gördükten sonra, Cebrail'e sordum: 
Bu kapılar ne zamana kadar açık kalacak?. Şöyle dedi: 
Gecenin ilkinden, tan yeri ağarıncaya kadar.. Sonra şöyle dedi:               
Ya Muhammed, Allahû Tealâ, bu gece Kelb kabilesinin koyunlarının               tüyleri sayısı kadar kimseyi cehennemden azad eder.