WebdeHouse
   
  TURKİYE'DE EGİTİMİN DOĞRU ADRESİ
  Kimyasal Gübre
 

Kimyasal Gübre
(Keşifler ve Buluşlar)

 

Bununla birlikte XIX. yüzyılın ilk yarısında et özüyle yaşanabileceğine marnlamıyordu. Günümüzde bunca bollaşan konsantre çorbalar henüz çok enderdi. Temel besin ekmek ve halkın büyük çoğunluğu için tahıllardı. Ekmek yapımı da gelişmemişti. Makinelerle hamur yoğurma tekniği gittikçe yaygınlaşmaktaydı ve fırınlar genellikle odunla ısıtılmakla birlikte kömür de kullanılmaya başlanmıştı.

 

Buğday ekimine gelince hâlâ eski yöntemle sürdürülüyor ve bu tarım hâlâ bilgisizlik içinde yüzen köylülerin elinde bulunuyordu. Ama yine de Devrim’den bu yana toprak işçisinin hayat şartlarında bir gelişme olmuş, botanikçiler tarım işleriyle yakından ilgilenmeye başlamışlardı. XVIII. yüzyılda “iyi tarımcı” aranıyor, bilim adamları tarım üzerine makaleler yazıyor, kaliteli tohum ve verimli çalışma konuları ciddi şekilde ele alınıyordu.

 

Henri-Louis Duhamel du Monceau (1700-1782), buğdayı on yıldan fazla saklamanın yolunu bulmuş, ayrıca hayvanların beslenmesi ve ağaçların aşılanması konusunda incelemeler yapmıştı. Abbe Henri Alexandre Tessier (1741-1837), 1776′da buğday çeşitleri üzerinde denemelere girişmişti. 1800′den sonra Alman tarım bilgini Albrecht Taer (1752-1828), tarım tekniğini modernleştirmeye çalışmış. İsviçreli Theodore de Saussure (1767-1845), bitkilerde solunum ve beslenme mekanizmasını aydınlatmıştı. Fransız Jean-Baptist Boussingault (1802-1887), toprağın beslenmesi ve gübrelerin rolü üzerinde çalıştı. Böylece bilim, tarım konusuna da eğilerek onu başlı başına bir bilim dalı haline soktu. Fransa’da ilk tarım okulu 1822′de Nancy’de kuruldu. Bunu 1827′de Grignon’daki okul izledi. 1830′da bir Tarım Bakanlığı ve 1848′de Tarım Enstitüsü kuruldu.

 

Ancak, bu takdirde değer çabalara rağmen, tarım konusunda ağır bir gelişme göze çarpmaktaydı. Köylüler atalarından kalma bilgilerinden şaşmıyorlardı. Elde ettiklerini iyi fiyatla satmaya bakıyor ve gerisini umursanıyorlardı, İngiltere dışında, öteki ülkelerde yenilik çıkaranlara kuşkulu gözlerle bakılmaktaydı. Yaşayışlarındaki yalınlık, kalın kafalılıklarının aynasıydı sanki.

 

Daha önce anlattığımız gibi, İngiltere toprağı dinlendirme yöntemim kaldırarak bir “tarım devrimi” yapmayı başarmıştı. Bu yenilik özellikle 1840′larda Kara Avrupası’na yayıldı. Böylece toprak yalnız tahıl vermekle kalmayıp hayvan yemi de verdiğinden davarlar ve bunun sonunda da gübre çoğalmıştı. İngilizler bu durumdan yararlanıp hayvan türlerini geliştirmişler, bilinçli çiftleştirmelerle en iyi yünü veren koyun, en iyi eti sağlayan sığır türleri üretip yetiştirmişlerdi.

 

 
  Bizi Tercih Ettiğiniz İçin Teşekkürler...  
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol